17 Şubat 2013 Pazar

Allah Katında Tek Üstünlük Ölçüsü Takvadır


     Kuran ahlakından uzak yaşayan toplumlarda, insanların çok önem verdikleri ve elde edebilmek için hayatları boyunca büyük çaba harcadıkları bazı değerler vardır. Bu değerleri, insanlar için bu kadar önemli ve kıymetli hale getiren ise, toplumun bu yöndeki bakış açısıdır.

     Yaşamlarını Kuran'da bildirilen doğru bilgiler üzerine kurmayan insanlar, hayatlarını toplumun belirlediği bu değer yargılarına göre yönlendirirler Bu değer yargıları, insanların kendi akılları doğrultusunda yaptıkları çıkarımlardan ibarettir. Dolayısıyla hiçbir güvenilirliği yoktur.


     Allah, insanların kendi ölçüleri doğrultusunda koydukları bu kurallara uymalarının yanlışlığını Kuran'ın bir ayetinde şu şekilde hatırlatmaktadır:

     Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir? (Maide Suresi, 50)

     İnsanların cahiliye inançları doğrultusunda ortaya çıkan değer yargılarından biri de, aralarındaki üstünlük anlayışıdır. Yaşamlarını sadece dünya hayatının varlığı üzerine kuran kimi insanlar, kişilere üstünlük ve ayrıcalık kazandıracak olan nitelikleri, dünyevi birtakım değerlerle sınırlandırmışlardır. Bir kimsenin mal mülk sahibi, itibarlı olması, belirli bir kariyer ya da şöhret kazanmış olması, fiziksel anlamda daha dikkat çekici olması bu bakış açısını benimsemiş olan insanlar için büyük önem taşımaktadır. Tüm bunları bir insanın hayatı boyunca elde edebileceği en üst özellikler olarak düşünürler. Eğer kendileri bu kişilerde olan özelliklere sahip değillerse, o kişilere büyük saygı duyar ve onlarla kıyasladıklarında kendilerini onlara göre daha değersiz bulurlar.

     Bu değer yargıları doğrultusunda, günlük hayatları içerisinde karşılaştıkları detaylara da büyük önem verir ve insanları bu ölçülere göre değerlendirirler. Örneğin bir kimsenin oturduğu semtin seçkinliği, kullandığı arabanın eskiliği ya da son model oluşu, babasının ne iş yaptığı, kendisinin hangi okulda okuduğu, mesleği, giyim tarzı, akrabalarının konumu, kimi insanlar için son derece önemlidir. Arkadaş olacakları, beraber vakit geçirecekleri, evlenecekleri insanları seçerken genellikle bu özellikleri önceden araştırır ve tercihlerini ona göre yaparlar.

     Dünyanın pek çok ülkesinde, kimi insanlar için bir kimsenin derisinin renginin, konuştuğu dilin, hangi milletten olduğunun da büyük önem taşıdığını görürüz. Bu üstünlük ölçüleri çeşitli toplumlara göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle aynı çerçeve içerisinde kalmaktadır.

     Kadınlar hakkında on yıllardır süregelen tartışmaların kökeninde de işte yine bu yanlış bakış açıları yer almaktadır. İnsanlar kadını değerlendirirken de yine toplumun belirlediği ölçüleri esas almakta ve bunlara göre bir kanaate varmaktadırlar. Bu nedenle kimileri kadını ikinci sınıf insan olarak nitelendirmekte ve hayatını bu izlenimi doğrultusunda yönlendirmektedir.

    Oysa Allah Kuran'da, insanlar için en güzel ve en doğru hükmün Allah'ın hükmü olduğunu bildirmektedir. Kuran'a baktığımızda Allah'ın, insanlar arasındaki tek üstünlük ölçüsünün kişilerin takvaları olduğunu haber verdiğini görürüz:

     "Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat Suresi, 13)

     Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (varettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (A'raf Suresi, 26)

     Bir başka ayette ise Allah, "... Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Ben'den korkup-sakının." (Bakara Suresi, 197) şeklinde buyurarak, insanlara elde edebilecekleri en hayırlı özelliğin takva olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla insanların hedeflemeleri gereken, mal mülk, şan şöhret gibi maddi değerler değil, kişiyi hem dünyada hem de Allah Katında asıl olarak değerli hale getirecek ve üstünlük kazandıracak olan 'takva' olmalıdır.

      Allah bir başka ayetinde de, kimi insanlar arasında bir üstünlük unsuru haline gelmiş olan zenginlik yerine, Allah'ın fazlını istemenin daha makbul olduğunu şöyle bildirmektedir:

     Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir. (Nisa Suresi, 32)

      Allah'ın bildirdiği tüm bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, üstünlüğü kadın ya da erkek olmakta, fiziksel güçte ya da başka bir cahiliye kıstasında aramak büyük bir yanılgıdır. Tek üstünlük Allah'ın bize bildirdiği gibi imanın ve takvanın üstünlüğüdür.

     Allah Kuran'da "Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat artırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (Hadid Suresi, 18) şeklinde buyurmaktadır. Bu ayet ile hem erkeklere hem de kadınlara, asıl üstün ve onurlu olan karşılığın Allah'ın bildirdiği ahlakı yaşamakla kazanılacağı hatırlatılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder